11151,20%-1,99
41,56% 0,20
48,66% 0,36
5048,80% 0,97
8280,99% 0,98
Ülkemizde kazı faaliyetleri, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve buna bağlı yayımlanan Define Arama Yönetmeliği ile düzenlenir. Bu mevzuat, kimlerin kazı yapabileceğini, hangi alanlarda izin verildiğini ve hangi koşulların sağlanması gerektiğini ayrıntılı şekilde ortaya koyar.
Resmî izinli bir kazı için ilk adım, ilgili müze müdürlüğüne veya kaymakamlığa başvuru yapmaktır. Başvuru dosyasında şu belgeler bulunmalıdır:
Kimlik bilgileri ve dilekçe
Tapu kaydı
Alanın krokisi ve koordinatları
Arazi sahibinden alınacak muvafakat belgesi (eğer arazi başvuru sahibine ait değilse)
Gerekli harçların yatırıldığını gösteren makbuz
Yetkililer belgeleri inceler ve uygun bulunması halinde kazı için izin belgesi düzenler.
Her yerde kazı yapılmasına izin verilmez. Sit alanları, mezarlıklar, kutsal bölgeler ve tarihî ören yerlerinde kazı kesinlikle yasaktır. İzin verilen alanlar ise koordinatlarla sınırlandırılır ve kazı belli bir süreyle kısıtlıdır.
Kazı çalışmaları, müze görevlilerinin gözetiminde yürütülür. Çalışma gün ve saatleri belirlenir, kullanılan ekipman kontrol edilir. Kazı sırasında çıkarılan tüm buluntular devlet mülkiyetine geçer. Kazıyı yapanlara yalnızca kanunda yer alan ödül payı verilir.
Kazı sırasında hem iş güvenliği hem de çevre koruması büyük önem taşır.
Kask, eldiven, maske gibi koruyucu ekipman kullanılmalıdır.
Göçük ve zehirli gaz risklerine karşı ölçüm cihazları bulundurulmalıdır.
Çalışmalar tamamlandıktan sonra alan kapatılmalı ve çevre eski hâline getirilmelidir.
Türkiye’de kazı yapmak, bireysel bir hobi ya da merakla yapılamaz; yalnızca devlet gözetiminde ve resmî izinle mümkündür. Bu süreç, hem tarihî mirasın korunması hem de güvenliğin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. İzin alınmadan yapılan kazılar, sadece suç değil aynı zamanda kültürel değerlere karşı da büyük bir tehdit oluşturur.