11048,11%-1,05
41,36% 0,27
48,69% 0,10
4848,03% 0,21
7935,99% 0,00
Türkiye’de kazı yapmak, özellikle define arama veya tarihî eser arayışı söz konusu olduğunda, yalnızca resmî izinlerle mümkündür. İzin alınmadan yapılan her türlü kazı “kaçak kazı” sayılır ve hapis ile para cezası gibi ağır yaptırımları vardır. Bu nedenle yasal süreçleri bilmek hem güvenliğiniz hem de hukuki sorumluluklar açısından zorunludur.
Kazı işlemleri, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve buna bağlı çıkarılan Define Arama Yönetmeliği ile düzenlenir. Bu yönetmelik, kimlerin, nerede ve hangi koşullarda kazı yapabileceğini açıkça belirler.
Yasal kazı yapabilmek için öncelikle ilgili müze müdürlüğüne veya kaymakamlığa başvuru yapılır. Başvuruda şu belgeler istenir:
Kimlik bilgileri ve dilekçe,
Kazı yapılacak alanın tapu kaydı,
Alanın krokisi ve koordinatları,
Arazi sahibinden muvafakat (başvuru sahibi arazi sahibi değilse),
Gerekli harçların ödendiğine dair makbuz.
Başvuru incelenir ve uygun görülürse izin belgesi düzenlenir.
Her yerde kazı yapılmaz. Sit alanları, mezarlıklar, kutsal alanlar ve tarihî ören yerleri kesinlikle yasaktır. Kazı yapılacak alanın bu statüde olmaması gerekir. İzin verilen bölgeler ise belirli koordinatlarla sınırlandırılır ve süreli olarak kazı izni verilir.
Kazı, müze yetkililerinin gözetiminde yapılır. Çalışmalar belirlenen gün ve saatlerde gerçekleştirilir, kullanılan ekipmanlar kontrol edilir. Kazı sırasında ortaya çıkan tüm buluntular devletin mülkiyetine geçer; kazıyı yapan kişilere yalnızca yasal ödül payı verilebilir.
Kazı sırasında iş güvenliği kurallarına uyulmalı, kask, eldiven, maske gibi koruyucu ekipman kullanılmalıdır.
Göçük ve gaz riski göz önünde bulundurulmalı, ölçüm cihazları bulundurulmalıdır.
Kazı sonrası alan kapatılmalı, doğaya zarar verilmemelidir.
Türkiye’de yasal kazı yapmak, yalnızca devletin gözetiminde ve resmî izinlerle mümkündür. Bu süreç; tarihî mirasın korunması, kaçakçılığın önlenmesi ve güvenliğin sağlanması için büyük önem taşır. İzin alınmadan yapılan kazılar, yalnızca suç değil aynı zamanda kültürel değerlere karşı bir tehdittir.