11151,20%-1,99
41,56% 0,20
48,66% 0,36
5048,80% 0,97
8280,99% 0,98
Define meraklılarının en yaygın hatası, izin almadan kazıya girişmeleridir. Türkiye’de define aramak yalnızca Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayıyla mümkündür. Bu süreç görmezden gelindiğinde, yapılan her kazı “kaçak kazı” sayılır ve hapis ile ağır para cezalarıyla sonuçlanır.
Kayalardaki haç, yılan, el ya da hayvan figürleri, halk arasında hâlâ “define şifresi” olarak görülür. Oysa bu sembollerin büyük kısmı dini, kültürel veya sınır göstergeleridir. Yanlış yorumlanan her işaret, boşuna kazıların ve hayal kırıklığının sebebi olur.
Define arayışlarında en tehlikeli hatalardan biri, güvenlik önlemlerini yok saymaktır. Göçük, zehirli gaz, oksijen yetersizliği ve derin çukurlar ölümcül riskler barındırır. Çoğu defineci koruyucu ekipman kullanmaz ve bu bilinçsizlik ağır kazalara yol açar.
Arkeoloji, jeoloji ve tarih bilimi dikkate alınmadan yapılan kazılar sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Söylencelerle yönlendirilen girişimler, yalnızca doğaya değil, tarihî mirasa da büyük zarar verir. Bilimsel yöntemlerin yok sayılması, en büyük yanılgılardan biridir.
Define kazıları sırasında yapılan bilinçsiz kazılar, hem ekolojik dengeyi bozar hem de geri dönüşü olmayan kültürel kayıplara sebep olur. Her kırılan taş, her tahrip edilen mezar ya da yapı, aslında insanlığın ortak mirasından koparılmış bir parçadır.
Define avcılarının en büyük yanılgıları; hukuksuz kazılar, yanlış işaret yorumları, güvenliği yok saymaları, bilimden uzak yöntemler ve doğaya verilen zararlardır. Gerçek hazineler ise söylencelerde değil, arkeologların yasal ve bilimsel kazılarıyla ortaya çıkar ve müzelerde korunur.