Ancak bu merak çoğu zaman bilinçsiz girişimlere dönüşmekte, "define avcıları" birçok hata yapmaktadır. Bu hatalar yalnızca sonuçsuz aramalarla değil, aynı zamanda ciddi tehlikeler ve hukuki sorunlarla da sonuçlanır.
Define avcılarının en büyük hatası, yasal izin almadan kazı yapmalarıdır. Türkiye'de define aramak yalnızca Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle mümkündür. İzin alınmadan yapılan her kazı kaçak kazı sayılır ve hapis ile para cezalarına yol açar.
Halk arasında define işaretleriyle ilgili çok sayıda söylence vardır. Ancak kayalardaki haç, yılan, el veya hayvan figürleri genellikle dini, kültürel veya sınır işaretleridir. Define avcıları bu işaretleri "hazine şifresi" gibi yorumlayarak yanlış kazılara yönelir.
Define kazıları sırasında en büyük tehlikelerden biri göçük, zehirli gaz ve derin çukur riskidir. Define avcıları çoğu zaman güvenlik ekipmanı kullanmaz. Bu durum ölümcül kazalara sebep olabilir.
Arkeoloji, jeoloji ve tarih bilimi kullanılmadan yapılan kazılar çoğu zaman sonuçsuz kalır. Define avcıları bilimsel veriler yerine söylencelere güvendiklerinden hem doğaya hem de tarihî mirasa zarar verirler.
Define ararken yapılan bilinçsiz kazılar, hem doğayı tahrip eder hem de kültürel mirasa zarar verir. Bu da geri dönüşü olmayan kayıplara yol açar.
Define avcılarının en büyük hataları; izinsiz kazı yapmak, işaretleri yanlış yorumlamak, güvenliği önemsememek, bilimsel yöntemleri hiçe saymak ve doğaya zarar vermektir. Gerçek hazineler, ancak arkeolojik kazılarla ortaya çıkar ve müzelerde insanlığın ortak mirası olarak korunur.